Türk Dili 761. sayı Mayıs 2015

Türk Dili 761. sayı Mayıs 2015

Mayıs Notları

 
Masamda oturuyorum. Bilgisayar ekranının karşısında. Tamamlanmış mayıs sayısı yanı başımda duruyor. Nereden başlasam diyorum. Edebiyat ve Rüya özel bölümü kendiliğinden öne çıkıyor. Sonra şiirler, öyküler, denemeler, inceleme ve değerlendirme yazıları. Handan İnci'yle yapılmış söyleşi.

Kuşluk vakti. Pencereden dışarı baktığımda duru bir gökyüzü ve güneş var. Geçen arabalar daha seyrek ve gürültüleri buraya ulaşmıyor. Bir de, ufku daraltan çok katlı apartmanlara karşı parktaki ağaçların, salkım söğüdün, tomurcukları uç vermiş çınar dallarının içime bağışladığı ferahlık duygusu. Buradan da girilebilir mayısa: Bir tomurcuğun gürültüyle patlayışından. Eğilen söğüt dalından. Sapsarı papatyalardan. Bu bahar bizi terk etmeyen yağmurdan. Nisan sonunda rengârenk bahçeleri dolduran kardan.

Mayısa bir şiirin kıyısından da girilebilir, bir öykünün düş bahçesinden de.Ömer Aksay'ın "Kefenle Sarık" şiirinden de başlanabilir, Handan Acar Yıldız'ın "MerhametiNesamesi" öyküsünden de. Tanpınar'ın zengin düşünce dünyasında rüyalarla iç içe gezinmek için Handan İnci söyleşisinden de başlanabilir, Ahmet İnam'ın şiirsel metni "Bilişerek Rüya İle" yazısından da. Biz şehirde oturanların, tabiatı unutanların, hırsla, nefes nefese bir savruluşla güncelin peşinden
koşanların, ek gösterge ve makam tutkunlarının, toplantıdan toplantıya dünyayı kurtaranların unuttuğu bir şey olmalı şiir. Unutmayanlar için Yasin
Koç, İrfan Çevik, Maksut Koto, Hasan Özlen, Şenol Korkut, Cengizhan Orakçı, Mehmet Solak, Nurettin Durman bu sayının diğer şairleri.

Mayıs, dergimize öykü bolluğu ve bereketiyle de geldi. Handan Acar Yıldız, kendine has, özgün öykü çizgisini bu öyküsünde de derinleştirerek sürdürüyor.
Merve Koçak Kurt'un "Gördüğüydü" ve Bahtiyar Aslan'ın "Rüya Melekleri" öyküsü adlarının da esinlediği gibi tam da Edebiyat ve Rüya özel bölümüne örnek iki
öykü oldu. Dergimizde ilk kez öykülerini yayımladığımız Aydın Akdeniz ve Engin Elman'a hoş geldiniz diyoruz. Denemeleriyle Mustafa Uçurum ve Yurdagül Mehmedoğlu, "İbnülemin Mahmut Kemal İnal" yazısıyla Abdullah Uçman, değerlendirme ve tanıtma yazılarıyla Serkan Özdemir, Semih Topsakal, Mehmet Kahraman, Atıf Bedir, Nail Tan, dil yazılarıyla Hamza Zülfikar ve
Sadettin Özçelik bu sayımızın diğer yazarları. Bu sayımızın özel bölüm başlığı: Edebiyat ve Rüya. Rüya edebiyatı, edebiyat ve rüya, edebiyatın rüyası, rüyanın edebiyatı ve benzeri kavramların çağrışımları dolayımında edebiyat ve rüya ilişkisinin çeşitli boyutları ve yönsemeleriyle irdelendiği bu özel bölümde sizlere farklı dünyaların kapılarını açacak yazılar var.

İbrahim Demirci, "Rüya, Düş Hayal" başlıklı yazısında rüya sözcüğünün kökeninden ve çağrışımlarından yola çıkarak oluşturduğu, türkülerden masallara, kutsal metinlerden hayatımız ve edebiyatımızdaki yansımalarına uzanan bir çerçeve çiziyor.

Şiir olarak da okuyabileceğiniz "Bilişerek Rüya ile" başlıklı metninde "Ben ülkemi bana bahşettiği rüyaları ile sevdim." diyor Ahmet İnam. Dursun Ali Tökel "Rüyayla Gelen Kitaplar" başlıklı yazısında yazarları tarafından rüyada kendilerine ilham edilerek yazıldığı söylenen metinlere dikkat çekiyor ve dünden bu güne gelen bir çizginin izini sürüyor. Mehmet Narlı, Tanpınar'ın "Abdullah Efendi'nin Rüyaları" öyküsünden yola çıkarak deliliğin rüya hâlini irdeliyor.

Berna Uslu Kaya, Ertan Örgen, A. Cüneyt Issı, Okan Koç, Hatice Bildirici, Âdem Terzi ve günlüklerindeki edebiyat ve rüya ilişkisine dair notları bir araya getiren
İsmail Karakurt konuyu farklı açılardan ve farklı boyutlarıyla inceleyip değerlendiriyorlar. Hepsini ilgiyle okuyacağınızı umuyorum.

Hayal dediğimizde, düş dediğimizde, rüya dediğimizde gerçeklik âleminin dışında bir gerçeklikten, yaşadığımız dünyada henüz var olmayan, kurgusal bir gerçeklikten söz ederiz. Bu rüya, düş ya da hayal sanatçı muhayyilesinde bazen bir şiire, bir öyküye, bir romana bazen de bir mimari esere, bir resme, bir sese/müziğe ya da başka bir sanata dönüşür.

O hâlde edebiyat da sanat da görüp yorduğumuz rüyaların toplamıdır diyebiliriz. Bazen inandığımız, inanmak istediğimiz, bazen de inanmadığımız, inanamadığımız, inanmak istemediğimiz rüyaların toplamı. Belki biz de görülen bir rüyadayız ve yorulmaktayız.

Kim bilir, belki biz de bir rüyayız.


Ali Karaçalı