Vefa, dostluk ve bağlılık var Ateşin Serinliği'nde. Karamsar bir dünyanın kıyısında dolaşan insanların, düşmemek için el ele tutuşmaları, birbirlerini kan bağı olmaksızın sevmeleri, kendinden çok yol arkadaşı bilinenlerin düşünülmesi var.
Bütün yalnızlık efsanelerine karşıt olarak "yalnız değiliz" diye haykırıyor Ateşin Serinliği. Bencillikle yoğrulmuş modern insanın, dostluktan ümidi kesmiş zihnine, birlik olabilmenin önemini hatırlatıyor. "Sevgi ve paylaşım insan kalbini alır da en yücelere taşır," diyor. İç sıkıntılarımızdan, alınganlıklarımızdan, korku ve küskünlüklerimizden değil, dostlarımızın varlığından beslendiğimiz hakikatini işaret ediyor.
Burhan Gültekin Ateşin Serinliği'nde olgunlaşmış bir bakış açısıyla bakıyor insan denen cevhere. Kıymetini bilmemiz gereken kalp zenginliklerimizden, ruhsal derinliklerimizden söz ediyor. Noksanlarımızdan yola çıkarıp manevi hazinelerimize ulaştırıyor bizleri. Bu yüzden okur, Ateşin Serinliği'ni bitirdiğinde, kitabın kapağını kapatırken anlamlı bir öze dönüş yaşayacak.
Ateşin Serinliği, masum bir kanun kaçağının birbirinden değerli dostluklara sığınış öyküsü. Tutunacak dal arayan gönüllerin başka gönüllere tutunabilmesi kadar muhteşem bir beşeri tablo yok gibidir. Dünya gurbetimizde bizleri her türlü kuruntu ve dağılmışlıktan çekip alan yine bize benzeyenlerin dost eli değil midir?
Kemal, Kenan, Çetin, Vedat ve Boncuk Kamil; Ateşin Serinliği'nde birlikten kuvvet doğduğunu kanıtlıyorlar bize. Varsılken de yoksulken de, ağlarken ve gülerken birbirlerini yalnız bırakmıyorlar. Senden ve benden geçebilmek, biz diyebilmek kalplerimizi hem güçlü hem zengin kılar.
Burhan Gültekin'in erdem sahibi insan olma çağrısına kulak vermek isteyenler için okunası bir eser.